Erteleme Hastalığı: TEMBELLİK (Genetik mi?)



Okurken arkada çalması için bırakıyorum.  https://www.youtube.com/watch?v=FSVHx23ByhM


Tembellik bir çok şeye bağlıdır irade, dopamin, dopamin reseptörleri vesaire vesaire. Bu konulara daha sonra ki makalelerde değinicem. Öncelikle farkına varmalısın ki her şey tamamen sende bitiyor, yapılan araştırma sonuçlarında tembelliğin genetik olduğu saptanmış. Tembelliğin sonucunda oluşan kafa yapınla muhtemelen bu araştırmanın sonucuna vericeğin tepki "zaten genetikmiş yapabileceğim bir şey yok siktir et" diyip olduğun yerde saymaya devam etmek olucaktır. Yapman gereken onca şey varken mükemmelliyet, para, lüks yaşantı, karşı cins gibi seni cezbeden şeyler olmasına rağmen en ufak bir sebep arıyorsun ki o götünü olduğun yerden kaldırmayasın. Mükemmel olmak varken mükemmelliği izlemeyi tercih ediyorsun. Ama o amına kodumun aklını 1 kez olsun kullanırsan kendini yeniden kodlayabilir ve DNA na karşı çıkarak göz göre göre atladığın bok çukurundan kurtulabilirsin. Ne için kendine ihanet ediyorsun? 5 dakika daha fazla uyumak için mi, sosyal medyada sevgili düşürmek için mi? insan oğlu hiç akıllanmaz. sorunların ortada, eğer aklını kullanabiliyor olsaydın bu makaleyi okuma ihtiyacı bile duymaz sorunlarını kendin çözerdin. 5 dakika dediğin uyku, ömründen ne kadar çalıyor haberin var mı? olsa yapar mısın amına kodumun gözlerine kibrit çöpü koyar yine de vaktini uyku ile harcamazsın. Türkiye'de ortalama yaşam süresi 76 yıl şuan 25 yaşındaysan hastalık veya herhangi bir kaza sonucu değil de ömrünün bitmesiyle öleceğini varsayarsak yaşayabileceğin 51 yılın daha var. 51 sene kulağa uzun bir süre gibi geliyor. 51 sene 18,627 gün toplamda 447,048 saat. Milyonlarca veya milyarlarca saat değil. Topu topu 447,048 saat sayabileceğimiz kadar az bir rakam. Şimdi ömrünün ne kadar büyük bir kısmını uyuyarak, sosyal medyada takılarak heba ediyorsun fark ettin mi? ama şuan buna bir son veriyoruz. Götünü kaldırıp hedeflerine 1 adım attığında devamının geldiğini duymuş veya tecrübe etmişsindir. Bu iş bu kadar basit. Artık hipotalamusunu fazla uykuya alıştırmayı ve ona işkence etmeyi kes. Kendine ve genlerine ihanet etme, kendini yeniden kodlayıp genlerini, neslini güçlendir. Hep daha iyi olmaktan kaçtın çünkü televizyonda hayat böyle değildi dimi amına koduğum gözünün önünden geçti mi yaptığın aptallıklar? Medyada gördüğün her boku süzgecinden geçirmeden benimsemelerin?
Sen hala götüne bi sihirli değneğin girip her bokun değişmesini beklemeye devam et çünkü televizyonda böyle oluyor, sana bunu gösteriyorlar sende aynı bokun sana da olacağını düşünüyorsun. Öyle bir şey olmayacak bunu içten içe biliyorsun. Hedefine ulaşman için kendini zorlayıp hareket etmen gerek. Seni engelleyen ne? Farkında değil misin beynine ne söylersen o onu yapmak zorunda. Sen yeter ki beynine emir verecek cesareti bul ve söyle! Hareket etmek için motivasyon depolamayı bekleme, hareket et ve depolanan motivasyonun hücrelerinde nasıl gezdiğine hisset. O başarma arzusunun götünü kaldırıp işe koyulma hissinin yoğunluğunu ve nasıl hissettirdiğini unutma. Çiftlikteki çitin arkasında yere çökmüş ve tembelliğin oluşturduğu paralize halinle, yukarıdan bir Tanrının gelip seni doğru yola yada özgürlüğe sevk etmesini bekledin. Aptal... Yani şimdi seni birinin keşfedip kurtaracağını mı sanıyorsun, yada seni kutsanmış topraklara götüreceklerini? Beni gerçekten ayar ediyorsunuz. Özgürlük yada para istiyorsun ama tüm bunların ayaklarına gelmesini bekliyorsun. Kendi başına bir şeyi beceremiyorsun, hep birinin liderliğine ihtiyaç duyuyorsun, ya bir hoca, ya bir politikacı yani elde ne varsa, yeter ki yöneltsin ve çobanlık yapsın. Kendi başının çağresine bakamayan (tembel) bir gruba doğada ne olursa, aynısıda koyunlara olur, yani kendi başının çaresine bakmayı bilenler tarafından avlanılıp kullanılır ve yok edilirler. İki kişiyi ele alın! Birinin elinde parası mevcut, diğeri ise tembel olduğundan dolayı dilenmeyi tercih etmiş. Şimdi bir an için o elini uzatan dilenciye elinizdeki paradan bir miktarı uzatıp karnını doyurmasını sağlayın. Öncelikle, nasıl hissediyorsunuz? Yani verenin kendisi olmak size nasıl bir his verdi? Kendine güven? Tanrısal? Mutlu? Sevinçli?... her ne olursa olsun, hepside pozitif değil mi? Nasıl, kendinizi gün boyu daha iyi hissetmiyor musunuz şimdi? Şimdide kendinizi o dilencinin yerine koyun. Cömert bir hayırsever sizin açmış olduğunuz avuca para yerleştirip bununla karnınızı doyurmanızı sağladı. Ya şimdi kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Mutlu? Kendine güveni gelmiş? Yoksa borçlu ve aciz mi? Her ne hissediyorsanız hissedin, sizce verenin ki kadar pozitif olacak mı? Tabi ki hayır. Fakat kolaya alışan bu dilenci sizce yarın nerede olacak? İş bulup tıpkı o hayırsever gibi kendine güven kazanmak ve mutlu olmak için çabalamaya mı gidecek? Yoksa yine aynı köşede ellerini göğe açık şekilde bir başka hayırseverin on birkaç kırıntı atmasını mı bekleyecek? Kendinize karşı dürüst olun ve cevaplarıda kendiniz bulun! Veren daima Tanrıdır! İşte bu yüzden tüm bankacılar (profesyonel tefeciler) kapılarında borç için dilenmekte olan koyunlar içinde aynı Tanrı statüsüne sahiptirler. Her an için dilencilerin başlarına kıyameti çöktürebilirler. Her an için verdikleri her şeyi geri alabilirler. Bu güce sahip olmak sizi ne yapar biliyor musunuz? TANRI! Sizi köle yapan şey sadece sorumsuzluğunuz, akılsızlığınız, düşünmemeniz ve tembelliğiniz. Günde sadece ve sadece kendinize ayırdığınız kaç dakikanız var? 15? 30? Yani 24 saat içinde size sadece o kadarı mı kalıyor? Peki ya efendilerinizin ne kadar zamanı var? Senede kaç kez tatil yapıyorlar? Yönetilmek güzel bi duygu dimi? Hele sömürülmek, hmmmmmmm mis? Aynen devam edin ve sonunuzu kendi ellerinizle getirin. Şunu çok açık bir şekilde belirteyim; o masada oturduğunuz her an köleliğinizi ve itaatkarlığınızı tasdik ediyorsunuz. Size çözüm verecek değilim çünkü hoşunuza gitmez. Risk almaktansa köle kalıp sabit bir maaş ve iş güvenliği tabi ki yeterli olacaktır. Bu kadarı yetmedi mi? Yöntemlere geçelim.
Öncelikle uykuya düşkünlüğüne bir son vermelisin. Aslında her şey bundan bir önceki cümlem kadar basit “gerçekten” basit. "Son veriyorum" dediğin an olay bitmiştir. Ama buna rağmen başaramayan insanlar görüyorum. Ve açıkçası bu kadar potansiyeli olan insanın önümde yok oluşuna izin veremem. Birinin el uzatması gerekiyordu. Sizi düştüğünüz kuyudan çekip çıkaran benliğinizi geri alıp kendinizi medyanın, aptal insanların manipülasyonlarından uzak tutup saf bir şekilde benliğini oturtmana olanak sağlayacak bir el. Kuralları değiştiriyoruz. Hayatında olağanüstü olumlu değişiklikler olmaya başladığında, korkma. Hepsi benliğini almaya bir adım daha yaklaşmanın etkileri. Neyse uyku demiştik. Uykunu yarım saat, bir saat, iki saat kademeli şekilde azaltmalısın. Şuan bunu bile nasıl yapıcam diye düşünüyorsun eminim. 8 saat uyuyorsan 7.5 saat uyuyacaksın zor mu? 1 hafta bu şekilde devam et. Diğer hafta aynı şekilde azalt. Bunları takip etmek zor değil bak bahaneler üretmeye çalıştığını hissediyorum A MI NA KO RUM. Bir sonraki adım uyandığında tembelliğinden dolayı yatağından çıkamamak. O yataktan ağlayarak kalkman gerekse bile kalkıcaksın. Sıcak şöminenin karşısından kendini kutuplara attığın düşüncesiyle değil alt tarafı amına kodumun yatağından kalkıp evinde 3-5 metre yürüyeceksin BU KADAR BASİT. Algılarını bu yönde tutucaksın realist algılarla hareket ettiğinde neler değişiyor bak gör. Şuan bile kafanda şimşekler çaktı amına koyayım. Harbi lan alt tarafı yatağından kalkıp 3-5 metre yürüyeceksin çölden, kutuplara geçmiyorsun ki amına koyim dimi?işte farkındalık... her şeyi değiştirme gücüne sahip o efsanevi terim. Bir sonraki adım; tabi ki oturup yapman gerekenleri önem listesine göre sıralamak. Bu listeyi yapmayı bile ertelersen artık amına korum senin. Yapmaya başladığında aslında aklındakilerin çoğunun gereksiz olduğunu görüceksin. Birden fazla iş yapıp her boku karman çorman etmek yerine sakin sakin sırayla gitmek en iyisidir. Liste yaparken tarih verme! 5 dakika sonra bile olsa erteleme. Listeni yap ve işe koyul. Adım atmanın hazzını aldıktan sonra adımların akışkanlığından bahsetmiştim. Tatlı! Bir sonraki adım ise; Kopya keyiflerden arınmak, dopamin ve dopamin reseptörleri. Bundan önceki adımlar sizi idare edicektir. Bu adım başlı başına bir makale konusu. Unutma içindeki tembel çocuğu yenmediğin sürece özsaygı ve özgüven kazanamazsın. Değişimi başlattık artık istesen de tembel biri olamazsın tabi bu yazıyı götünle okumadığını varsayıyorum. Diğer makalelerin özgüven vesaire olucağını anlamışsındır ama bu sıralamalar senden gelen istekler doğrultusunda öne/geriye çekiyorum(tabi benim de kafam eserse). İsteğini belirt. Çözelim. Fikirlerini belirtmeyi unutma hatta içindeki tembel çocuğu yenme yolunda ilk adımını fikirlerini yorumlarda belirterek at!


Tembellik ile ilgili söylenmiş 10 söz;


1. Tembellik bi insanı esir yapar.
2. Zorluklar yaratıcılığı ortaya çıkarır; rahat ve tembellik ise bu özelliği kaybettirir.
3. Tembellik tatlıdır ve sonuçları acımasızdır.
4. Tembellik, yeteneklerin ölüm döşeğidir.
5. Tembellik, vücudun aptallığı, aptallık da zihnin tembelliğidir
6. Tembellik, dünyada en büyük şeyin israfıdır; hayatın israfı.
7. Tembellik, kişinin hayatını herhangi bir işten daha çok doldurur ve onu, kendi kendisinin kölesi kılar.
8. İnsanlar neden ölür gerçekten bilir misiniz? Tembellikten, inançsızlıktan ve yaşamı, yaşanmaya değer kılmayı becerememekten
9. Tembel ve kararsız adamlar, başarısızlıklarını başkasının kapısına koymaya çalışırlar.
10.Boş oturmak pas gibidir, insanı çalışmaktan daha çabuk eskitir.

2 yorum:

  1. Öncelikle yazını ve yazım tarzını çok beğendim, eline sağlık. Yazını okuduktan sonra, 2011 yılında bir şeyler karaladığım ajandam aklıma geldi. Arkasına hedeflerim, yapmam gerekenler, yapmak istediklerim falan tarzı bir bölüm yapmıştım. Açıp inceledim 14 madde yazmışım fakat sadece 7 tanesini tamamlamışım. Gönül istedi ki hepsini tamamlayayım ama bu kadarı bile tebessüm etmeme yetti.Bazıları için çok daha fazla zamana ve çalışmaya ihtiyacım var.Bazı maddelerinde gereksiz olduğunu fark ederek sildim ve yerlerine yenilerini ekledim. Eski ajandamı tekrar açmama vesile olduğun için teşekkür ederim.

    Dopamin hakkında çokça makale okudum ama birde senin kaleminden okumak isterim. Yeni yazılarını bekliyorum...

    YanıtlaSil
  2. Hocam en önce instagram hesabını keşfettim. Seninle ins hesabından kısa sohbet edebilir miyim? Gelişim dönüşümle ilgili fikrini dinlemek istiyorum.

    YanıtlaSil